Farkındalık, şu anın içinde mevcut olurken kendi iç dünyamızdakilerin ve etrafımızdakilerin gözlemcisi olma pratiğidir. Farkındalığın temel anlayışında, ortaya çıkan düşünce ve duyguların davranışımıza rehberlik etmesi gerekmez. Her biri fark edebilmek üzere oradadır, amaç onları bastırmak veya görmezden gelmek değildir. Ayrıca farkındalık her zaman bir meditasyon formunu almak zorunda da değil. Günlük hayatımızda istediğimiz her an ve her yerde uygulayabiliriz. Bununla birlikte, meditasyon uygulamaları ile düzenli pratik yapmak günlük hayatımızdaki farkındalığımızı da artırır.
Farkında olmak, olup bitenleri yargılamadan anlama yeteneğimizi geliştirdiği için davranışlarımızı ve dışarıya yansıttığımız tepkileri de şekillendirir. Krizlerin ortasında bile net düşünmemiz için alan ve sakinlik sağlar. Öfke, üzüntü, mutluluk, neşe veya hayal kırıklığı... Farkındalık, hissettiklerimizin altında yatan nedenleri anlamamıza yardımcı olur. Yemek yerken, yürürken ve hatta sevdiğimiz biriyle konuşurken, geçmiş veya gelecek hakkındaki düşüncelerimize bir mola vererek o anda tamamen mevcut olmaya çalışabiliriz. Yapmak istediğimiz düşünceleri durdurmak değil, düşüncelerin akışını fark etmek ancak yalnızca orada takılı kalmadan farkındalığımızı daha geniş bir alana yaymak.
Farkındalık; sabır, minnettarlık ve kabullenme gibi önemli kavramlar etrafında dönen bir tutum ve varoluş hâli. Her an pozitif olmakla karıştırılmamalı çünkü farkındalık hayattaki iyiyle kötüyü değiş tokuş etmeyi amaçlayan bir pratik değil. O anda duyumlarımızla algıladıklarımızın, duygu ve düşüncelerimizin farkında olma, onları görüp duyma hâlidir.